18 Mart 2024 Pazartesi

BLOĞA VEDA ve TEŞEKKÜR

 Şimdi sevgili deeptone diyecek ki,

"Sen yine gelirsiiin..."😁😁😁

Valla belki 5 kere gittim, 5 kere döndüm ama sığınmacılar konusunda da yeterince yazdığıma göre tekrar bloğa dönmem için uzaylıların istilası kaldı. 😁😁😁 Ya da ismi T ile başlayan, Türk düşmanı, TSK düşmanı, Atatürk düşmanı, ulusal bayramlarda ah Yunan kaybetti diye ağlaşan bir vatan haini var işte onun helvası yapılırsa;  güzel bir oyun havası paylaşırım YouTube'tan. Söze, lafa ve bloğa dönmeme de gerek kalmaz.😁😏

Siz de görüyorsunuzdur.  Eksik olmasın  Recep Abi,  Nazlıcığım, Deeptonecum, Deryacığım haricinde çok az kişi yorum yazıyor. Hatta kimi yazılarımda Recep Abi haricinde yorum yazan yok. Okuyan da pek kalmamış. 30, 40 okunma. Kendim çalıp; kendim oynuyor oldum. 

Velhasıl, uzun lafın kısası Cahit Sıtkı Tarancı'nın güzel şiirinin ilk iki mısrasıyla veda ederken; bugün kadar yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum.♥

İnşallah en azından bir kişiyi tüm dinlerin çok yaygın ve tehlikeli bir tür akıl hastalığı olduğuna ikna edebilmişimdir. Gitmeden son kez o yüzden o konuda yazı yayınladım. Yani valla hep aynı şeyleri yazmaktan bıktım anacım. 

Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam.
..

Hoşça kalın, sağlıcakla kalın. ♥


KIZILCIK ŞERBETİ DİZİSİ - LAİK - MUHAFAZAKAR ÇATIŞMASI

 İzleyenleriniz var mı bilmiyorum. Show Tv'de, Cuma akşamları, Kızılcık Şerbeti isimli bir dizi yayınlanıyor. Oldukça da izleniyor. Dizide laik, isterse içki içen, mini giyen bir aile ile muhafazakâr, türbanlı, namazında, niyazında iki aile var ve olaylar bu iki açık - kapalı aile arasında geçiyor.

Yaşım icabı eski Türkiye'yi yani 60'lı yılları biliyorum. İlkokula 1965'te başladım. Açık - Kapalı diye bir deyim yoktu çünkü o yıllarda kimse şu andaki gibi türban takmaz; kimse şu andaki gibi başını örtmezdi. Sadece yaşlı teyzeler, anneanneler, istiyorlarsa başlarını başörtüsü veya yazmayla örter, ya çene altından fiyonk yapar, ya çenelerine sıkıştırırdı. Genç kızlar asla kapanmazdı. Hele hele ilkokula giden çocukların başının örtülmesi, yüzüne peçe takılmalsı (Bizim semtteki ilkokul öğrencilerinden bazıları peçeliler sanırım Afganlı vs.) filan asla yoktu. 

Bana inanmayan 60'lı yılların, 70'li yılların Yeşilçam filmlerindeki kalabalık dış sahne çekimlerine baksın. Mesela Galata Köprüsü'nde, Beyoğlu'nda, Boğaz'da yürüyen kadınlar, senaryo gereği bir üniversitede okuyan genç kızlara baksınlar.  Hiçbirinin başı kapalı değildir. O yılların en ünlü yıldızları olan Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Türkan Şoray da keza. Bazen araba kullanırken rüzgarda saçları dağılmasın, gözüne gelip kaza yapmasına sebep vermesin diye eşarp takarlardı sadece. 

GENÇ KIZLAR KOCAKARI GİBİ GİYİNİYOR

Türkiye'de kızların kapanması siyasal nedenlerle başlatıldı. Nasıl becerdilerse becerdiler. Birer, ikişer, üçer derken, baktım ki, çoğu kız yerlere kadar pardösü, kafalarında uzun başörtüleriyle kocakarı gibi giyinmeye başlamış. Bana kızacaksınız ama öyle. O örtüyü kafalarına geçirdiği an 20 yaş birden alıyorlar. Bildiğin "teyze" oldular. İhtiyarladılar. Üzülüyorum; insan bu hayatta bir kez 18 olur, bir kez 20'lerinde olur. Gençlik, güzellik zaten 40'ta bitiyor. Gençliğinizin, güzelliğinizin kıymetini bilin. Ne öyle nine gibi, kocakarı gibi kapanıyorsunuz? 

Ben çocukken genç kızlar böyle giyinirdi. 
Mutlu, neşeliydi. 

Sonra böyle kocakarı gibi giyinip mutsuz oldular.
Kim der şu kız 18 yaşında?

Ya bunlar? Afganistan'daki kadınlar!

Bu kapalı işi, önce türbanla başlar, sonra yavaş yavaş "Oranı da kapat",  "Buranı da kapat" derken çöp poşetinde dolaşmaya başlarsınız. 

Ve  toplumda 

KAPALI KADIN - AÇIK KADIN

gibi bir deyim oluştu. Düşününce bana komik geliyor. Kapalıdan kasıt saçı kapalı demek, açıktan kasıt da saçları açık demek ama bilmeyen kapalı kadın - açık kadın denince, açıkların sokakta anadan doğma dolaştığını sanabilir.  


Zamanla bu kapalı - açık konusu, ahlâki bir norma, ayrıma dönüştürüldü. Şöyle ki, kapalı kadınlar namuslu, ahlâklı, açık kadınlar namussuz, ahlâksızdılar! Öyle ya İslam dininin kutsal kabul edilen kitabının bir ayeti yani koskoca Tanrı kadınlara saçlarını kapatmasını emrediyorsa, ne hakla Tanrı'nın emrine karşı çıkardınız? Bu ünlü ayet Nur Suresi denilen bir ayetti ve hiçbir kadın sebebini sorgulamamıştı.

"Niye acaba? Allah saçlarımızın görünmesinde ne gibi bir sakınca görmüş olabilir?" diye merak etmemişti. 

Ben, kâinatın bir yaratıcı varsa da, yoksa da, bir miktar akıl, zekâ ve beyin verilen bir canlı türü olarak; merak ettim ve Şu blog yazımda (tıkla)   kendi görüşlerimi, sebepleriyle, örnekleriyle uzun, uzun anlattım. Bloğumun da en çok okunan yazılarından biridir. Uzun olduğundan yavaş yavaş, günlere, saatlere bölerek okumanızı naçizane öneririm.

O uzun yazımı okumaya üşenirseniz, özetle şöyle demiştim:

1) Muhafazakârlar, saçları kapatmanın Allah'ın emri olduğuna inanıyorlar. Allah'ın emriyse;

2) Bu emrin arkasında yatan mantıklı bir sebep, gerekçe olmalı. Koskoca Tanrı, hiçbir şeyi durduk yere, öylesine, canı istediği için yasaklamaz yani "Yahu dur şu kadınlara gıcıklık olsun saçlarını örtmeden sokağa çıkamasınlar diyeyim." 😁😌😂demez. (Örneğin hırsızlığı yasaklamıştır çünkü kötü bir şeydir. Haksızlıktır, insanları mağdur eder, cinayetlere yol açar, düşmanlığa sebep olur, kötü örnek teşkil eder vs. daha da açabilirsiniz. Hoş, Tanrı yasaklamasa da insanlar hırsızlığı yine yasaklardı çünkü akıl ve mantık hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bize öğretir.)

3) Bu emrin arkasında yatan mantıklı gerekçe belli ki; kadınların saçlarının erkek cinsi için tahrik edici olması. Şimdi bunu açıyorum:

- Yani, erkek, kadının saçından tahrik olacak, 

"Ay! Ne güzel saçları var! Dur şuna aşık olayım; eşimi aldatayım, eşimin saçları bu kadar güzel değil😁😁😂  ve eşini aldatacak;

"Ay! Ne güzel saçları var! Dur şuna tecavüz edip, öldüreyim. Kim bilecek?"

diyecekti. O yüzden de sevgi pıtırcığı Tanrı'mız kadınları erkeklerin şerrinden korumak için saçlarını kapatmasını emretti. 

Bu kadar basitti. 

Bu durumda, saçını kapatmayan kadın da

" Saçım açık olsun da Ayşe'nin kocası bana aşık olsun; kadını kocasından ayırayım."

ya da

"Saçım açık olsun da, erkekler tahrik olup bana tecavüz etsin çünkü ben orospuyum, aranıyorum."

oluyordu! 

Şimdi buraya kadar hemfikir miyiz? Hemfikirsek, şimdi durumun mantıksızlığını ve çelişkilerini yine madde madde anlatmıştım:

1) Kadının saçları tahrik unsuruysa, gözleri, kaşları, dudakları, yanakları daha çok tahrik edicidir. Tanrı neden, yüzünüzü, gözünüzü, dudağınızı da peçeyle kapatın dememiş? Üstelik saçını kapatanlar, yüzlerini, gözlerini, dudaklarını rujla, rimelle, maskarayla, allıkla, bin türlü şeyle erkekler için tahrik edici hale getiriyorlar. Hop! Tanrı'nın emrinde çelişki ve mantıksızlık kabak gibi ortaya çıktı. Peki koskoca Tanrı çelişkili, mantıksız emirler verir mi?

2) Kadının saçları tahrik unsuruysa, tecavüze uğrayan erkek çocukları ne yapacağız? Koskoca Tanrı, erkeklerin tecavüze uğraması için niye tedbir suresi yazmamış? Hani erkeklerin türbanı? Yine Tanrı'nın emrinde çelişki, eksiklik ve mantıksızlık çıktı mı? Koskoca Tanrı çelişkili, eksik, mantıksız karar alır mı?

3) Kadının saçları erkek için tahrik unsuruysa, bebeğe, kendi kızına, kendi bacısına, baldızına, yengesine,  kediye, köpeğe tecavüz eden orospu çocuğu erkekler için koskoca Tanrı niye bir tedbir suresi göndermemiş? Onları kurtaracak bir başörtüsü ayeti yok mu? Hop! Yine eksiklik, çelişki, mantıksızlık. Tanrı böyle çelişkili, mantıksız şeyler yapar mı? 

4) Suudi Arabistan, Mısır, Afganistan, Pakistan, Irak, vs. gibi kadınların çoğunun "kapalı" olduğu ülkelerde de kadınlara tecavüz ediliyor. Türban takmak, burka giymek, çarşaf giymek kadına tecavüzü önlemiyor. Yani koskoca Tanrı'nın tedbiri bir halta yaramıyor. İşe yaramayacağını bile bile niye saçlarını kapattırsın?  

5) Diyelim ki, saçlarımız erkekleri tahrik ediyor. Peki bu durumun yani erkeğin sapıklığının cezasını niye biz kadınlar çekiyoruz? 40 derece sıcakta saçlarımızı rüzgarın püfür püfür esintisinden, oksijenin iyileştirici, saçları havalandırıcı, kokmasını engelleyici gücünden, D vitamininin sağlığımıza faydasından mahrum ederek Tanrı, erkekleri değil kadınları cezalandırıyor? Niye böyle bir adaletsizlik, haksızlık yapsın? 

6) Saçları kapatmanın namus, ahlâk simgesi olmadığını da polis kayıtları, gazetedeki cinayet haberleri, Müge Anlı programları bize ispatlıyor. Ne bir kadın saçları açık olduğu için orospu, ne de bir kadın saçları kapalı olduğu için namuslu oluyor. Namus da, ahlâk da karakterle ilgili bir konu. Saçları açık olup beş vakit namaz kılan, oruç tutan da var; saçları kapalı olup; sevgilisine kocasını öldürten de. Sonuçta namus soyut bir kavram, başörtüsü ise kendisine namus gibi soyut bir kavramın yükletildiği kenarları 1 metre olan bir kumaş.  Kızılcık Şerbeti dizisinde bir tek bu konuyu hakkıyla vermişler. Şöyle ki, Görkem diye bir karakter var. Dr. Jeykıll & Mr. Hyde gibi gündüz başka, gece canavar değil ama gündüz türbanında, hanım hanımcık takılıyor, gece bara gidip adam kaldırıp, yatağa atıyor, tek gecelik ilişki yaşıyor! Yani türban bir maskedir diyorlar ve gerçekten de öyle. İstisnalar ise kaideyi bozmaz.

7) Eşcinsel erkekler, erkeklere aşık oluyor. O halde erkeklerin de namuslarını korumaları için saçlarını örtmesi neden emredilmemiş? Bu yine mantıksızlık, çelişki. Tanrı da mantıksız, çelişkili kararlar vermez. 

Kızılcık Şerbeti dizisinde  laik karakteri temsil eden Kıvılcım, 

"Ben kimsenin kapanmasına karşı değilim"

diyor. Ben karşıyım. Niye kapansın yahu? İşte yukarıda madde madde mantıksızlıklarını, çelişkilerini saydım. Koskoca Tanrı mantıksız, çelişkili, garip emirler emretmeyeceğine göre, zaten tüm dinler de akıl hastalığı, masal, efsane, rivayet olduğuna göre, niye bir genç kız, kendisini kocakarıya benzetsin?

Saygı duy.

Abuk sabukluğa, akıl hastalığına niye saygı duyayım yahu? Kıvılcım, keşke benim gibi biri olsaydı. Onlar  abuk sabukluğa saygı duydukça, hiçbir genç kız neden hayatının baharında kocakarı gibi giyinmek zorunda olduğunu anlayamayacak. 

Bakın; binlerce yıl önce Güney Amerika'da yaşasaydınız genç kız iseniz İnkaların, Azteklerin sunaklarda Tanrı'lara kurban edilecektiniz ve ona saygı duymamı isteyecektiniz.

Hela taşının Allah ile konuştuğunu söyleyen birine mesela niye saygı duyayım? Deli miyim? Duymuyorum.

Nihat Hatipoğlu Ramazan sohbetinde "Boynuzlu hayvanlar ahiret günü boynuzlarından ötürü sorguya çekilecek" demişti. (Hiç unutmuyorum, arşivi varsa üşenmeyen bulur, izler) Hayvanı boynuzlu yaratan Allah! Kendisini koruması için boynuzlu yaratmış. Niye sorguya çeksin? Hayvan demez mi "Beni boynuzlu yaratan sensin, neyi mi sorguya çekiyorsun?" Ha şimdi bu geri zekalılığın nesine saygı duyayım?

Sayfamda dinlerin akıl hastalığı olduğunu ispatlayan bir dolu polis kayıtlarına geçmiş, haberlerde yer almış, videoları olan örnek var. Şuradan tıklayabilirsiniz Tüm bunları okuyup saygı duyanınız var mı? Mesela tarikat liderinin çişini içip, bokunu yiyip ölenlere  inanmasam da saygı mı duyacağım? Hiç de duymuyorum. 

Tüm dinlerin ritüelleri vardır, Hristiyan Haç çıkartır, bebeği vaftiz eder, Yahudi kafasına takke takar, hiçbirine saygı duymuyorum. Çünkü deliliğe saygı duyamıyorum. Geri zekalılığa tahammül yok. 

Bloğumda çok yazı yazdım bu konuda. Umarım bir kişiyi ikna edebilmişimdir. İkna olmayanlara tavsiyem bulundukları şehirdeki ruh ve sinir hastalıkları hastanesine giderek "Peygamber" hatta kendisini "Tanrı" (Twitter'da bir psikiyatr doktorun hastasıymış) sananlarla konuşsun.  Boğaziçi mezunu stajyer psikolog bana aynen şöyle demişti:

 " Her gün bir sürü peygamberle konuşuyorum" 😁😁😁

Peygamberlerin dolayısıyla dinlerin nasıl ortaya çıktığını hâlâ da anlamazsa kendisinde bir IQ (zekâ) sorunu vardır.

Ha, yine de gökyüzünde, görünmez ama yüce, sevgi pıtırcığı bir varlığa dua edebilirsiniz bakın buna saygı duyarım; ben de dua ediyorum. Yani tam olarak akıllı sayılmam. Namaz, oruç filan ona da saygı duyabilirim ama gencecik kızların ve çocukların kafasını kumaşla örtüp, kocakarı gibi giyinmesine hiçbir zaman saygı duyamayacağım kusura bakmayın. Saygı duyamayacağım derken sokakta görünce onlara saldırıyorum sanmayın😁😁😁 Manyak değilim; en sevdiğim komşum da türbanlı. Benim deist olduğumu da biliyor. Üzülüyorum; keşke açsa saçlarını,  rüzgarda salsa, oh mis! Kısa kollu da giyse, dizinin azıcık üstünde mini de giyse, ayağında stilettolar, bir gören dönüp bir daha baksa ama işte dinlere inandığı için yapamıyor. 

Bir de sırf bu başörtüsü yüzünden ülkeyi AKP'nin eline düşürdüler? Bugün ülke sığınmacı işgali altındaysa hep bu başörtüsü abuk sabukluğu yüzünden oldu. Mis gibi ülkeydik, ne başını örten vardı, ne bir şey. Yüzyıllar sonra tarih kitapları;

"Türkiye, 60'lı, 70'li yıllarda mis gibi bir ülke iken bir başörtüsü sorunu çıkartıp, ülkeyi mahvettiler, ülke çöktükten yüz yıllar sonra kimse bu abuk sabuk başörtüsü sorununun nasıl başladığını hatırlamadı bile."

diye yazacak ve "Kumaş" yüzünden çöken ülke olarak Guinnes rekorlar kitabına geçeceğiz.


KADIN, SAÇ, TÜRBAN

TÜM DİNLER AKIL HASTALIĞIDIR


KÖPEĞİNİ GEZDİREN ADAMA SALDIRAN SIĞINMACILAR VİDEOSU



Çok değil birkaç sene sonraki Türkiye'nin durumunu izlediniz sevgili blog okurları. 
YouTube, şiddet içeren bazı görüntüleri kestiğini yazmış. (YouTube'un güvenliği için)
Olay, Hollanda'da yaşanmış. Saldıran gençlerden biri yaşlı adama yumrukla ve çekiçle vururken, diğeri videoya almış. Yaşlı adam, kendisini ve köpeğini korumaya çalışsa da çaresiz kalmış. Adam yaralanıp, yere düşünce, kaçmışlar. Polis 13, 14 ve 15 yaşlarındaki saldırganları yakalamış. 

16 Mart 2024 Cumartesi

ANKARA'nın DÜKÜ:)

Taslaklarda çok konu birikmişti arkadaşlar. Hepsini ayrı ayrı değil, tek yayınla paylaşayım ki, başınıza ağrılar girsin istedim. 😁😂😁 Şaka, şaka ama okurken yine de asabınız bozulabilir. 

Birinci haberim: Turgut Altınok, (ay yoksa Ankara dükü mü desem? )mal varlığını açıkladı.  5 Milyon metre kare tarlası ve bunun yanı sıra neleri, neleri varmış ama parasını, dövizini, altınını, çoluk çocuğunun vs. mal varlıklarını saymamış.  Artık utandı herhalde. Listeyi altta yeşil renkli Yeniçağ haber sitesinin linkinde ayrıntılı okuyabilirsiniz.

TURGUT ALTINOK MAL VARLIĞI TIKLA

Okuyunca göreceksiniz, alt alt yazdığı evlerin, dairelerin, dükkanların, arsaların, tarlaların yanında "babamdan miras kaldı"😁 yazıyor. Hal böyle olunca Ekşi Sözlük şöyle yapmış:


"Turgut Altınok'un babası

(Foto: Elon Musk
dünyanın en zengin adamı)😂😂

Ekşi Sözlük'te bu konudaki yorumları da bence tıklayıp, okuyun derim. İyi espriler var. 


İkinci haberim:  Peygamberliğini ilan eden adam hakkında. Bunun için de alttaki haber sitesini tıklayarak ayrıntıları okuyabilir, fotoğraflara bakabilirsiniz. 56 yaşındaki bu -çok affedersiniz- orospu çocuğunun elinden tam 251 çocuğu kurtarmışlar. Olay, Afrika'da geçiyor ve bu ilkeller ülkemize doluşuyor! Nerede bir tarikat, nerede bir dini mekan, orada çocuk tacizi, çocuk istismarı! Gün gelecek tüm insanlar hep bir ağızdan "Kahrolsun dinler!" diye sokaklara çıkacak. Şunu da unutmayalım: Katolik kilisesi, çoğunluğu çocuk tecavüze uğrayan kurbanlara 57 Milyon Euro tazminat ödedi:

KİLİSE,  TAZMİNAT ÖDEDİ



Üçüncü haberim: Sığınmacı rezaleti, kepazeliği. Afrika'dan, Afganistan'dan, Pakistan'dan, Suriye'den, elinin köründen gelenler sadece ülkemizin değil tüm medeni ülkelerin de başına bela oluyorlar. 

İşte Afrika'nın Sudan'ından gelip Antalya'yı birbirine katan, biri daha 14 yaşında çocuk olmak üzere kadınlara saldıran orospu çocuğunun haberinin linki ve fotoğrafları. Bunun sebebi biliyorsunuz Tayyip ve AKP, dedem değil.  Haber sitesi de dinci bir site seçmişim üşendim, değiştirmedim. Altta:



Dördüncü haber: Afganistan denen eroinman, keş ve kafa kesici radikal İslamcıların oluşturduğu ülkeden ta Avustralya'ya gelip, oradaki genelevi basıp, üç kadını öldüren orospu çocuğunun haberi. Bunu sınır dışı etmezler umarım yoksa Türkiye'ye gelir.


Beşinci haberim: Şeriatla yönetilen, İslam ülkesi Afganistan'dan Londra'ya gelen kezzaplı sığınmacı. Kendi ülkesinde kadınların yüzüne kezzap atmak sıradan, günlük bir olay! Eh, İngiltere'ye gelmiş orada da İngiliz kadınlarının, çocuklarının yüzüne atacak. Herhalde çocuklar burkalı değildi tahrik oldu sapık! 

Tıklamaya üşenirseniz Afganistan'dan Londra'ya gelen manyak Abdül Şükür Ezedi insanların yüzüne kezzap atıyormuş! Kurbanlardan biri 3, diğeri 8 yaşında çocuk! Fotoğrafları var! Okuyunca İngilizlerin de aptallıkta bizden geri kalmadıklarını anlayacaksınız zira manyak 2018'te zaten cinsel saldırıdan hapis yatmış ama sonra nasıl olduysa sığınmacı statüsü almış! Yani kabahat bunları ülkeye sokanda! Önce sığınma talebi iki kez reddedilmiş sonra nasıl olduysa kabul etmişler şimdi bin pişmanlar ve akılları başlarına gelmiş ama neyin pahasına? O yüzleri yanan çocuklar ne olacak? Bir daha yüzleri eski güzel haline dönebilecek mi? Gözleri kör olduysa ne olacak? Kız çocuksa yaralı yüzüyle aşağılık kompleksine kapılacak, belki intihar edecek çünkü güzellik önemlidir her ne kadar önemli değil dense de özellikle kızlar için önemlidir. Dünyada her yıl milyonlar niye kozmetik sektörüne harcanıyor? Güzellik için)

Altıncı haber: Afganistanlı bir orospu çocuğunun Londra'da bir İngiliz kızın kapısını kırarak evine zorla girmek istemesi haberi. Altta haber sitesinde tıklayarak okuyabilir, fotoğraflara bakabilirsiniz:

AFGANLI KAPIYI KIRDI

Yedinci haber: Konya'dan. Suriyeli sığınmacı aile artık bile bile Türkler ölsün, gebersin diye mi yaptı, bilmeden mi yaptı? Bilemiyorum. Evine böcek ilacı yapmış, ev sahibi ve üç çocuk komada, bir tanesi ölmüş. Altta MSN sitesinin videosu var. 

SURİYELİ SIĞINMACI KONYA


Ve son haber: İngiltere'deki Pakistanlı orospu çocuğu kocadan: Adam görücü usulüyle bir kadınla evlenmiş. Adam ve ailesi, kadını diyabet ilacı almaya zorlamış. Kadın komadaymış. Bitkisel hayata girmiş. Pakistanlı koca ve ailesi hapiste. 

KARISINI BİTKİSEL HAYATA SOKTU

SONUÇ: Sığınmacılar sadece ülkemizin değil Avrupa ülkelerinin de başına bela oldular ve olmaya devam edecekler. Avrupa ülkeleri bunları güzelim huzurlu, demokratik, laik ülkelerine aldıklarına bin pişmanlar. Hepsini sınır dışı etmezlerse pişman olmaya da devam edecekler. Ya biz ne yapacağız? 

Bu kezzaplı saldırganların, canilerin ortak özellikleri hep İslam ülkelerinden, şeriatla yönetilen yerlerden gelmeleri. Bunlara yolda sorsalar İslam'ın ne güzel bir şey olduğunu anlatırlar, şeriat isterler. Bana sorarsanız İslam hiç de güzel bir şey değil, dinlerin tümü zaten akıl hastalığı, masal, rivayet, efsane. Hep diyorum yaşadığınız şehirdeki akıl hastanelerine gidin, başhekimle, doktorlarla, hemşirelerle ve hastalarla konuşun, yatan hastaların çoğunun kendini peygamber sanan akıl hastaları olduğunu göreceksiniz. Dinler, çok yaygın bir tür akıl hastalığıdır. Dinlerden kurtulunca, AKP ve benzeri dinci partilerden de kurtulacağız. 

Neyse, hadi herkes şimdi Google'da 5 Milyon metre kare tarla nasıl bir şey baksın. 😁😁😁 Twitter'da şunu gördüm bu sabah. Bu durumda dük, Altınok kendisine bir dükalık kurabilir. Neden olmasın Altınoluk Dükalığı! Bu durumda karısı da düşeş oluyor. 😁

Zehir, zıkkım olsun.



14 Mart 2024 Perşembe

NEDEN AKP HÂLÂ OY ALIYOR?

Bilmiyorum bloğumu okuyan arkadaşlarımdan bu sorunun cevabını merak edenler var mı? Varsa da çoğunluk yanıt olarak  "makarna", "kömür" diyecekler. Bir dereceye kadar haklılar. 

 "Eh, nasılsa makarnam geliyor, kömürüm geliyor, başka partiye oy atarsam, makarnam, kömürüm kesilirse? " 

diye düşünüyorlar ama AKP'nin hâlâ oy almasının bence asıl sebebi ta dedelerimizden gelen yetiştirilme tarzımız sebebiyle her şeyi Allah'a bağlamamız, her şeyi Allah'tan beklememiz, her şeyin sebebini Allah'tan bilmemiz, her şeyi Allah'a havale etmemiz.

Evlenmeye karar mı verdiniz?

"Tanrı verirse geçinir, gideriz." 

Çocuk mu doğdu?

"Allah kısmetini verir."

Çocuğunuz olmuyor mu?

"Allah istemiyor."   

Çocuk mu öldü?

"Allah aldı."

Yoksul musunuz?

"Allah bu kadar vermiş."

Taze fasulyenin kilosu 100 TL!

"Buna da şükür."

Depremde eviniz yıkıldı, tüm aileniz öldü.


"Allah'ın takdiri."

Çocuğunuz uyuşturucuya başladı, hırsızlık yapıyor, anasını, dedesini dövüyor.

"Allah bizim de kaderimizi öyle yazmış."

Atanamayan matematik öğretmeni inşaatta çalışırken düşüp öldü.

"Mukadderat!"

Yolsuzluklar tavan yaptı, çalıyorlar, 30 yerden maaş alıyorlar.

" Öyleleri Allah'tan bulur, haram olur; çalıyorlar ama alınları secdeye varıyor"


Şimdi bu insanlar yaratıcıya ne kadar büyük hakaret ettiklerinin de farkında değiller çünkü bunların hayallerindeki Tanrı, bildiğiniz gaddar bir Tanrı oluyor! Darth Vader'den hallice bir Allah yani!

 Çocuğun kısmetini Allah vermez, işin yoksa, maaşın yoksa Allah ne yapsın? Sürünür, sefil olursun, çocuğun uyuşturucuya başladıysa ya aile olarak ilgilenmediniz, hatalar yaptınız, kötü büyüttünüz, ya çok kötü arkadaşlar edindi, Allah'ın ne suçu var? İnşattan düşen matematik öğretmenini Allah düşürmedi, hükümetin yani AKP'nin suçu, benim çocukluğumda yani AKP öncesi "Eski Türkiye'de" "atanamamak" gibi bir problem yoktu, depremin sebebi de yine Allah değil çürük yapılar, çürük binaları yapan ahlâksız, liyakatsız müteahitler, onlara rüşvetle ruhsat veren insanlar, imar affı çıkartan AKP, kolon kesen geri zekalılar, deprem zamanı Twitter'ı kapatan AKP! Yoksa deprem tıpkı yağmur, kar gibi bir doğa olayı, Ay'da bile depremler oluyor. İnanmayan Ay'da deprem oluyor mu? diye yazsın okusun. Deprem Allah'ın insanlara cezası filan değil; olsa Ay'da olmazdı ya da ateizmin tavan yaptığı İsveç'te de deprem olurdu ki, fay hattında olmadığından hiç deprem olmuyor. Mis gibi ülke.

Dahası, dinler bir tür tehlikeli, alışkanlık yapan akıl hastalığı olduğu bu cevaplardan kabak gibi ortaya çıkıyor. Şöyle ki, çocuğu olmayan Allah vermiyor diyor ya, tıp bilimi ilerleyince çocuğu olmayan aileler bal gibi tüp bebekle ikiz çocuğu bile oluyor. E, hani Allah vermiyordu? 

İşte o yüzden ülkenin milyonlarca sığınmacı ile işgal edilmesine,  sabahın köründe 1 kilo ucuz kıyma kuyruğuna girilmesini, Türk parasının sürekli değer kaybedip her gün yoksullaşmalarını, amirallerin hapiste çürümelerini, çocuklarının okuyamamasını, bir baltaya sap olamamasını, kızının kocası, eski kocası ya da boşanma aşamasındaki kocası ya da erkek arkadaşı, eski erkek arkadaşı tarafından 17 yerinden bıçaklanarak öldürülmesini de Tanrı'ya yüklüyor. 

Pahalılığı Tanrı yapıyor, yoksulluğunun sebebi Tanrı. 

Niye başka bir partiye oy atsın? 

Demek yine döndük dolaştık Tanrı'ya yani dinlere geldik. İşte dinler bu kadar zararlıdır. Siz şükrettikçe, her şeyin sebebini Tanrı'ya bağladıkça,  dinlere, tarikatlara inandıkça, AKP ve benzerlerinden asla kurtulamazsınız.  Dolayısıyla, İsveç, Norveç gibi dinci olmayan bir ülkede AKP gibi bir parti değil 23 yıl, 2 ay bile iktidarda kalamazdı hatta hiç seçilmezdi.

Bir de  "CHPliler, Atatürkçüler, laikler, askerler başörtülüleri üniversiteye almadılar?" olayı var.  Onu da birkaç gün sonra yazacağım. Konu dağılmasın.


8 Mart 2024 Cuma

KADINLAR GÜNÜNDE KADINLARA TAVSİYELER

Naçizane tavsiyeler diyecektim başlık çok uzun olsun istemedim. Yani, hiç evlenmemiş, kız kurusu biri olarak belki bu konuda tavsiye verecek son kişiyim.😁😁😂

Neyse yine de akıl, mantık var diyerek veriyorum. İşte tavsiyelerim:

1) Bir erkekle zamane deyimiyle çıkacak, hatta hatta ciddi düşünecek, hele hele evlilik filan planlayacaksanız önce o erkeğin polis karakolundan GBT'sini isteyin. Kendiniz isteyin sahte GBT verebilir.

2) Bir erkekle yine çıkacak, evlilik düşünecekseniz paraya kıyın özel dedektif tutun. Size bekarım diyebilir ama evli, 3 çocuklu olabilir. Hapiste kuzeni, kardeşi, abisi var mı mutlaka öğrenin. Bunun sebebi gasp, torbacılık, hırsızlık olabilir.  Dedektife verecek paranız yoksa, eskiden insanlar kızlarını evlendirmeden önce konu komşuya, bakkala, kasaba mutlaka sorardı. Bunu yabana atmayın. Konu, komşu, bakkal, kasap sarhoş mu, kabadayı mı, evli mi, uyuşturucu kullanıyor mu bilir.

3) Kediye, köpeğe, garsona, sokağı temizleyen işçiye iyi davranmayan erkekten şunu 🐍 görmüş gibi kaçın. Kompleksli insanlar kendilerinden tür veya meslek olarak "aşağı"  (garsonluk, çöpçülük de saygın mesleklerdir, hayvanlar insanlardan aşağılık değildir ama onlar tam tersini düşünürler çünkü orospu çocuğudurlar.) gördükleri herkesi ezmeye çalışırlar. Evlenirseniz sizi de ezmeye çalışacağına %100 emin olabilirsiniz. Bir de aman AKP'li,  MHP'li, dinci, tarikatçı tiplerden uzak durun ve tip önemli değil demeyin. Tip, önemlidir. Bakın yukarıdaki adam, sağdaki Damla isimli kadını 47 yerinden bıçaklayarak öldürmüş. Zaten cezaevindeymiş, birlikte yaşıyorlarmış, hapisten çıkıp öldürmüş. Rahmetli Damla, bu tipte biriyle nasıl oldu da birlikte yaşamaya karar verdi? Anlamış değilim. Normalde yolda görünce kaldırım değiştirilmesi gereken biri.

Ha, neden bu tavsiyeleri verdim?

Ülkemizde hemen her gün bir kadın, bir genç kız

- Eşi,

- Boşandığı eşi,

- Boşanma aşamasındaki eşi,

- Barışmayı kabul etmediği eşi,

- Hapisteki eşi,

- Nişanlısı,

-  Erkek arkadaşı,

- Eski erkek arkadaşı,

- Barışmayı kabul etmediği erkek arkadaşı,

- Çıkma teklifini reddettiği erkek arkadaşı,

- Evlenme teklifini reddettiği erkek arkadaşı,

tarafından öldürülüyor.  Alttaki istatistikte göreceğiniz üzere on (10) yılda tam 2996 kadın öldürülmüş. İlerideki Azrail' iniz ile evlenmemek için benim GBT ve özel dedektif tavsiyelerimi dinleyin. Her tarafı dövmelerle kaplı, höt - zöt, kaba saba, maganda, kıro tipleri,

"Ayyy! Beni kıskanıyor, beni iyi korur!"

diye seçmeyin. Öldürülen kadınların katil zanlılarını okudum. Çoğunun 17 suçtan, 20 suçtan sabıkaları varmış. Bu kadınlar önceden sabıkalı olup olmadığına baksalardı bugün hayatta olacaklardı. Sabıka kaydını her iş yeri istiyor, siz kadınlar niye istemiyorsunuz? 

Kaynak: Wikipedia

Yazdı, yazdı günümüzü kutlamadı demeyin,  Dünya Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun anacım.
 🌸🌷🌺🌿🌹



7 Mart 2024 Perşembe

OROSPU ÇOCUĞU NEDİR? NASIL OLUNUR?

Öncelikle oropsu çocuğu olmak için bir insanın anasının randevu evinde, genelevde çalışması gerekmez hatta sanılanın aksine öyle biri orospu çocuğu olmayabilir, anası da sapık yakın akraba, hem sapık, hem kötü koca kurbanı, kötü aile kurbanı yani kader kurbanıdır. İsteyerek orospu olmamıştır. Batağa batmış çıkamayan bir zavallıdır. Allah kurtarsındır. Genelevde çalışıp da, çocuk okutan, dindar (dinci değil)olan, Atatürk'e nankörlük etmeyen, minnettar olan, ruhu namuslu tüm kadınları tenzih ederim.


Şimdi olay Süleymancılar denen tarikat yurdu. On çocuğa sürekli dayak atılıp, tecavüz ediliyormuş. Çocukların bağırış çağırışları duyulmasın diye elektrik süpürgesi çalıştırıyorlarmış. Sonunda ortaya çıkmış.

Zaten din deyince, tarikat deyince = Çocuk tecavüzü, çocuğa dayak  aklınıza gelsin. 

Tarikat yurduna çocuklarını gönderen zeka özürlü  ana (!), baba(!)lar, tarikatta çocuklarına dayak atıldığı, tecavüze uğradığı ortaya çıkınca, tarikat yurdunun sahipleri 

"Aman şikayetçi olmayın"

diyerek bu ana(!), baba(!) ları - dikkat edin ana ve baba kelimelerinden sonra parantez içinde ünlem işareti koyuyorum - toplamış, özrü kabahatinden büyük cümlelerle dolu bir toplantı yapmışlar. Ailelere ne dedilerse aileler şikayetçi olmayacaklarmış diyor Ekşi Sözlük. Umarım yanlış bilgidir. Ana (!), baba(!) ların çocuklarını  300 bin  liraya satacaklarını düşünmek istemiyorum. Altta kaynakta okuyacağınız üzere velilere teklif edilen para 300 bin imiş.

Yok eğer aile(!) lerin şikayetçi olmayacakları haberi doğru ise o zaman orospu çocuğu nedir? Nasıl olunur? öğrenmiş oldunuz. 

Bu arada çocuklara "Gel seni karım yapayım, karı-koca olalım" ! diyenin Atatürk düşmanı biri olmasına hiç şaşırmadım ne zaman biri Atatürk'e küfrederse, orospu çocuğunun teki çıkıyor; zaten Atatürk'e küfredenler de orospu çocuklarıdır. 

Şimdi; İstanbul'da oy kullanacak arkadaşlar:

Ekrem İmamoğlu,  İstanbul Belediyesi'nin kaynaklarının tarikatlara gitmesini engelledi. AKP, kazanırsa, İBB'nin parası yine bu Atatürk düşmanı, orospu çocuğu tarikatlara gider.

Son olarak; küfürü konuştuğum için kusura bakmayın; memlekette bu kadar orospu çocuğu varken küfürsüz konuşamıyorum. Fabrika ayarlarıma döndüm yani.

Şimdi haberin kaynaklarına tıklayabilirsiniz:

Ekşi Sözlük

Ekşi Sözlük

ONEDIO Haber Sitesi

Medya Faresi Haber Sitesi